Stres, öfke ve kaygı
Stres Ve Öfke Kontrolü, vücudun ve ruh halinin olumsuz şartlardan etkilendiği stres durumunun sinir ile birlikte öfkeye dönüşmesi ile oluşan huzursuzluğun denetlenmesidir. Her insan zaman zaman hayatında birçok sebepten ötürü olumsuzluk yaşayabilir. Bu durum birçok kişide fiziksel ve psikolojik olarak farklı şekillerde meydana gelebilir. Stresin hormon salgısı vücuda yayıldığında yerini öfkeye bırakır. Bu noktada önemli olan husus stres ve öfke kontrolü dengesini sağlamaktır. Söz konusu bu kontrolün ele alınması, stresin meydana getirdiği öfkenin saldırgan davranışa dönüşmeden kişinin kendisine ve başkasına zarar vermesini engellemektir. Stres ve öfke kontrolü sağlanmazsa insanda korku, endişe, sinir, yetersizlik, kıskançlık, kin, acizlik, aşağılık kompleksi oluşumları ortaya çıkar. Psikolojik olarak denetlenmesi mümkün olan bu olumsuz durum ani ve geçici durum niteliğindedir. Stresin yol açtığı öfkenin kontrolü ele alınmazsa haklı durumdayken bile haksız duruma düşürülebilir. Bu sorunun yol açtığı olumsuzluklar sakinleşme aşamasında geri dönüşü olmayan pişmanlıklar yaratabilir
Stres ve öfke kontrolünde amaç insanın kendi benliğini tanımasıyla duyguları net bir şekilde ifade edip sorumlulukların farkında olmak ve olumsuz duyguları karşı tarafa sağlıklı bir şekilde aktarmaktır.
Stres ve öfke kontrolü eğitimi
Organizmanın stresle birlikte beden ve ruhsal açıdan sınırları tehdit etmesiyle oluşan öfkenin kontrol altına alınması birtakım eğitimlerle sağlanabilir. Stres ve öfke kontrolü, gevşeme, nefes egzersizleri, olası stres ve öfkeyle baş etmenin yollarının öğretilmesi, sabit düşüncelerin değiştirilmesi, problem çözme yeteneği, mizah kullanımı, çevresel değişiklikler, kötü alışkanlıkların yerini ideal alışkanlıkların alması gibi eğitimlerin yetkili kişiler tarafından alınmasıyla yaşam standart seviyesi yükselecektir. Bireysel ve kurumsal eğitimlerle stres ve öfke kontrolü eğitiminin düzenli periyotlarla yapılması mümkündür. Bu eğitimde önemli olan husus kaynak, psikolojik etki, duyguların ve geçmiş yaşantıların saptanmasıdır.
Stres ve kaygı
Stres ve kaygı, kişinin kendisini baskı altında hissetmesi halinde veya huzursuz olduğu zamanlarda verdiği duygusal, fiziksel yada zihinsel olarak davranışlardaki tepkimelere stres denir. Strese neden olabilecek en önemli nedenlerin başında, hayatın zor şartları, başımıza gelebilen olumsuzluklar, başa çıkamayacağını düşünme, kişisel ayrılıklar, iş yerindeki problemler, evlilik hayatındaki eşler arası huzursuzluklar, gebelik, ev ortamının değişmesi, eğitimdeki zorluklar ve bunun gibi genel anlamda hayatımızı her gün etkileyebilecek faktörler arasındadır.
Stres belirtileri, genellikle zihinsel olarak yaşanan stres, belirtilerini, fiziksel olarak gösterebilmektedir. bilimsel olarak yapılan çalışmalar sonucu, stresin insan vücudunda çok fazla hasara yol açabildiği gözlemlenmiştir. Bu yüzden, fiziksel ve psikolojik anlamda baş gösteren hastalıklar, kalp krizi, depresyon, uyku problemleri, hafıza kaybı, yüksek tansiyon, boyun ve sırtta ağrılara bağlı olarak görülen fıtıklar, obezite, kanser, felç, mide rahatsızlıkları, cinsel anlamda isteksizlik gibi birçok hastalığı beraberinde getirmektedir. Stresin en belirgin belirtileri, baş ağrısı nefes darlığı, kalp ritm bozuklukları, tutulmalar, kaslarda gerginlik, sıcak basması ya da üşüme, kilo kaybı ya da tam tersi kilo alma, yorgunluk, halsizlik, uyku düzensizlikleri, sosyal ortamdan uzaklaşma, öfke nöbetleri gibi sıralanabilir.
Stres ile başa çıkmak için, öncelikle doktora gitmekten çekinmeyin. Ya da evde yapabileceğiniz kendi yöntemlerinizi geliştirin.
Strese girdiğinizi anladığınız anda, derin bir nefes alın ve içinizden ona kadar sayın. Hareket ederek esnemeye başlayın. Egzersiz hareketleri yapabilirsiniz. Sessiz bir ortamda nefes alış verişinizi düzenleyerek kısa yürüyüşlere çıkabilirsiniz. Gerginlik veren ortamdan uzaklaşın ve sizi strese sokan kişileri hayatınızdan çıkartmaya çalışın.
Kaygı, sizi strese sokan nedenlerle baş edemeyeceğinizi düşünme durumudur. Kişinin kaygılı olması, sürekli olarak endişeli tavırlar sergilemesini tetikler. Kaygının oluşmasında kisinin kişiliği önemli derecede rol oynar. Genellikle kaygılandığımız şeyin ne olduğunu bir anda anlayamayabiliriz. Sınavlar, yeni kişilerle tanışma, ortamın değişmesi stres ve kaygı için yeterli olabilir.
Kaygı belirtileri, kişi kendini sürekli olarak korku içerisinde görür. Çok fazla endişeli durumlar sergiler. Her an kötü bir şey olacakmış endişesi yaşar. Ve neden endişeye kapıldığını çoğu zaman anlayamaz. Sürekli bir şekilde kalp ritm bozukluğu yaşar ve kalp çarpıntısı olur. Çok şiddetli korkular besler ve her an ölecekmiş hissini zihninden atamaz.
Kaygı ile başa çıkmak için, öncelikle kişinin kendi isteğiyle bu rahatsızlıktan kurtulmak istemesi gerekir. Kişi kendi kaygılarının farkına varmalıdır ve ona göre davranmalıdır. Yaşamanın ne kadar güzel bir şey olduğunu bilmeli ve insanları ona göre kabul etmelidir. Kesinlikle psikolog yardımı almalıdır ve buna bağlı olarak psikiyatri doktorunun verdiği ilaçlarla tedavi olmalıdır.
(kaynak: stres.gen.tr)